Hatice NOYANKöşe Yazıları

Samanlık Yanıyorsa Yangını Kimin Çıkardığının Ne Önemi Var!

 

Yıllar önce bir kitapta okumuştum, şöyle diyordu yazar:  “Samanlık yanıyorsa yangını kimin çıkardığının ne önemi var!” Sorulması gereken soru şuydu yazara göre:

 

” Yangını söndürmek için ne yapabilirim? “

 

Evet, konu malum yaklaşık altı ay önce; Dünyanın gündemine bomba gibi düşen, iki aydan beride ülkemizde her bireyin kâbusu haline gelen, afili adıyla covit 19, halk arasındaki adıyla corana! Ülkece bir sabah ansızın güne korona kâbusu ile uyandık.

 

Önce neler olup bittiğini anlayamadık. Şaka dedik; yalan dedik, geçer dedik, komplo teorisi dedik. Komplo teorilerini, tedavi için ilaç çalışmalarını, aşı çalışmalarını can kulağı ile okuduk, izledik, dinledik.  Ve halk olarak en çokta komplo teorilerini sevdik.  Bu virüsü laboratuvarda yapay olarak Çin üretmiş. Yok, yok Amerika üretmiş. Yok canım, oda değil,  Dünyayı gizli bir şekilde 300 Aile yönetiyormuş, bunların arasında bir Türk te varmış. Dünya nüfusunu 500 milyona düşürmeyi planlıyorlarmış. Tek bayrak; tek millet, tek din, tek dilmiş hedefleri.

 

Dünyanın hükümdarı, halkın sultanı onlar olacakmış (!) İnsanı; Dininden dilinden, örfünden adetinden, 72  göbek hafızasından koparıp, köleleştirmekmiş  hedefleri.  Yok yok oda değil, Teknoloji devi, Bill Gates yapmış, onunda amacı; insanlara çip yerleştirip robotlaştırmakmış. Uzay çağına giriyormuşuz, yapay zekâ teolojisi alıp başını gidecekmiş. İnsan olarak bu robotların çok gerisinde kalacakmışız.  Onlardan geri kalmamamız için, bizimde beynimize çip yerleştirilmesi gerekiyormuş. (Sühan Allah ) :))   Böylece beynimiz; süper ultra bir bilgisayara dönüşecekmiş. ‘Tabi komut alarak çalışan köle bir bilgisayar.’ ( Hay Allah’ım! Sen aklıma mukayyet ol.)    Kimine göre de bu virüs; yürüyen, uçan, sürünen her şeyi yiyen Çinlilerin yüzündenmiş. Onların bu alışkanlığı musallat etmiş Dünyanın başına bu musibeti. Düne kadar, dualarına mazhar olduğumuz Yaşlı ninelerimiz, teyzelerimiz, Çinlilere ettikleri beddualarla fenomen oldu sosyal medyada…

 

Belli ki;  sadece beden sağlığımız değil, ruh sağlığımızda tehlikede. Resmi kaynakların ne söylediği ise zaten her kesin malumu. Çin’in Wuhan kentinde hayvan pazarında ortaya çıkmış. Kimine göre de bilim adamları o hayvan pazarına yakın, laboratuvarda çalışma yaparken virüs kazara dışarı kaçtı.

 

Kimine göre biyolojik silah olarak üretilmiş ve bundan sonrada farklı versiyonlarda serisi gelecekmiş.(!)  Kimine güre dronlarla Gökyüzünden tüm dünyaya atılmış.

 

Amerika Başkanı Donald Trump’ın ise kafası bayağı karışık bu konuda. Çin’i, önce bu hastalığı saklamakla suçuçladı Çin’e yüklü miktarda tazminat davası açacağını, tüm dünyaya ilan ederken, Dünya Sağlık örgütünün de Çin’in etkisinde kaldığını ve pandeminin Dünyaya yayılmasında ciddi sorumluluğunun olduğunu iddia ederek,  D.S.Ö ‘üne ödediği fonu durdurama talimatı vereceğini söyledi. Öte yandan, bu virüsün Çin’de laboratuvar da Üretildiğine dair iddiayı gündeme getirdi.

 

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian,  ise, Mart ayında Twitter üzerinden yaptığı bir paylaşımda, virüsü ABD’nin yaymış olabileceğini iddia etmişti. Lijian tweetinde, “Vuhan’a salgını ABD ordusu getirmiş olabilir. Şeffaf olun! Verilerinizi kamuoyuna açıklayın! ABD’nin bize bir açıklama borcu var!” sözlerini sarf etmişti.

 

Kimine göre de, tüm gıdaların genetiği değiştirilmiş, su hava kirletilmiş, Doğa katledilmiş, hayvanlar tutsak, kadınlar, çocuklar, masum insanlar türlü zorbalıklarla, savaşlarla, köleleştirilmiş, katledilmiş bu yaşadıklarımız Doğanın laneti, intikamıymış. Bu liste uzar gider.

 

Elbette benimde bir fikrim var ve bu saydıklarımın arasında altını kırmızı kalemle çizeceğim noktalar var. Ancak yazımın başında dediğim gibi; ‘samanlık yanıyorsa yangını kimin; neyin çıkardığının ne önemi var! ‘ Şimdi sorulması gereken soru; “bu yangını sündürmek için ne yapabilirim.!?”  Bu, sorgulamamak; olanı olduğu gibi kabul etmek anlamına gelmez. Odaklanılması gereken nokta, ‘şimdiki zaman!’  ‘Şimdi’ bu  yangını söndürmek için ne yapabilirim!?

 

Ben, bir insan, bir birey, ülkesini seven bir vatandaş olarak, bu yangının sönmesinde nasıl bir rol oynayabilirim? Nasıl bir bilinçte hareket edebilirim!?

Sevdiklerimi bu yangın sönünceye kadar, nasıl koruyabilirim?

 

Sonra komşuma, akrabama, vatanımda yaşayan her bir bireye nasıl yardımcı olabilirim?

Onlar için ne yapabilirim? Bu durumu politize etmeden, ama gerektiğinde doğruluk, dürüstlük, hakkaniyet çerçevesinde gördüğüm yanlışları eleştirerek, bu yangının açtığı yaraları, nasıl en aza indirebilirim? Tedavi sürecine nasıl merhem olabilirim? Bu yangın sürecinde şapkamı önüme koyup, içime dönerek, Dünya toplumunda yaşayan bir birey olarak, sevaplarımın ve günahlarımın, toplamasını, çıkarmasını, çarpmasını yaparak, kimsenin yargılamasından korkmadan, kendimi; kendi vicdanım da nasıl yargılayabilirim? Nasıl doğru cevaplara ulaşabilirim? Ve en önemlisi, özümde bulduğum cevaplarla, önce kendi Dünyamı, sonrada iç dünyamın yansıması olan Dünyayı, nasıl güzelleştirebilirim?

Kalın sağlıcakla.

15.5.2020                                                                                                                                   Hatice NOYAN

 

 

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kapalı
Kapalı