Ali Harun SEVİMDünya EdebiyatıEDEBİYAT ÇEŞMESİ

Dünya Edebiyatı

Selam ben Ali. Merak etmeyin daha ölmedim ? Bugün konuşacağım daha doğrusu yazacağım konu Dünya edebiyatı. Ama başlamadan önce söylemek  istediğim şeyler var. Öncelikle bayramınız kutlu olsun. Bildiğiniz üzere Kovid-19 yüzünden evlere tıkıldık ve durumumuz verilere göre süper (ne kadar doğru bilinmez tabi) Bayram ziyaretleri de bu durumu koruma amaçlı ve virüsün dağılma seyrini normalden daha düşük tutmak için yasaklandı. 81 ilimizde de yasak var ve bugün yasağın 3. Günü. Eski bayram ziyaretleri bu yıl maalesef ki yok ve bu durumdan en çok biz gençler ve çocuklar etkilendik.  Daha fazla uzatmadan bu günkü virüs verilerini verip konumuza giriş yapalım.

Toplam vaka sayısı: 157.814

Toplam rahmetli sayısı: 4.369

Toplam iyileşen sayısı: 120.005

 

Dünya Edebiyatı. Peki nedir dünya edebiyatı?

Dünya edebiyatı kavramı tarihte ilk defa Goethe tarafından kullanılmıştır :

Biz Almanlar, içinde bulunduğumuz toplumda bir olayı dar bir çerçevede ele almadığımızda ukalaca bir gurura da kapılmamız zorlaşır. Bu nedenle yabancı ulusların neler ortaya koyduklarına bakmaktan zevk alırım; herkese de bunu yapmasını öneririm. Şimdilerde ulusal edebiyat kavramı artık anlamsızlaşıyor; Dünya edebiyatı çağına girdik ve herkes bu çağa ayak uydurmak için üstüne düşeni yapmalı. Yabancı ülkelerin edebiyatlarına karşı duyduğumuz böylesi bir saygı, yalnızca bir yapıta bağlanıp kalmamızı ve onu biricik ve örnek yapıt olarak görmemizi gerektirmez. Örneğin Çin, Sırp, Calderon ya da Nibelungen. İşte başyapıt budur diye nihai bir karara varmamalıyız. Kadim bir misal, bir başyapıt gereksinimi duyduğumuz her zaman, insanlığın güzelliğini anlatan Antikçağ Yunan eserlerine dönüp bakmalıyız. Bunların dışındakileri de tarihsel açıdan incelemeliyiz ve iyi yapıtlardan olabildiğince çok şey öğrenmeliyiz.”

Goethe nin bu cümlelerine bakarsak aslında Dünya edebiyatı çok çeşitli ulus ve milletlerin

edebiyatlarından kopan parçaların toplanıp insanlığa büyük bir fayda kattığı önemli bir hazinedir.

Peki Dünya Edebiyatını açıkladığımıza göre Dünya edebiyatında güzel örnekler de vermezssem olmaz.

Öncelikle yazarlar hakkında sonrada eserleri hakkında yazacağım

1=) Victor Hugo ( 1802 – 1855 )

 

Fransız Edebiyatının öncülerinden Victor Hugo 26 Şubat 1802 tarihinde Fransanın Besançon komününde doğmuştur. Victor Hugonun doğduğu dönemde Fransada siyasi karışıklıklar

vardı. Kendisi iki yaşlarında Napolyon başa geçmişti ( PARA PARA PARA ?)

Ve 18 yaşındayken bourbon monarşisi tekrar başta gelmiştir.  Babası Napolyonun Subaylarındandı ve Victor 18 yaşındayken Napolyon tahttan indiğinde geçim sıkıntısı yaşamışlardır. 1821 yılında annesini 1828 yılında ise babasını  kaybetmiştir. Annesini kaybettiği yılın ardından Adele Foucher ile evlenmiştir. Victor Hugo Romantizm akıımının öncüsüdür ve yazdığı romanlar şiirleri ile dil bakımında birbirine benzemektedir. Bu yönüyle Balzac ve Duması geçmiştir. Hernani adlı oyunu ile romtikler ve klasizm savunucuları arasında bir savaş başlatmış ve bu savaşı kazanan romantikler olmuştur. Victor Hugonun dünya çapında tanınmasını sağlayan eser Sefiller olmuştur (3 4 defa okudum şiddetle tavsiye ederim.)

Eserlerinden bazıları : Sefiller, Notre Dame nin Kamburu, Bir İdam Mahkumunun Son Günü, Doğulular,

Cezalar, Dalıp Gitmeler, Müthiş Fil, Dede Olma Sanatı,Bu Çiçek Senin İçin, Diana, Dilenci.

 

2=) Fyodor M. Dostoveyski ( 1821 – 1881 )

Dostoveyski 1821 yılında Moskova da  fakir bir ailede doğdu. Doğduğu gibi başına gelen yoksulluk ona hayatı boyunca eşlik etti. Babası sinirli kızgın ve Alkolik biriydi. Annesi ise Tüberkuloz Hastasıydı. Dostoveyski burada mutsuz bir çocukluk geçirdi. Babası annesinden sonra öldü. O babasının ölümünü kendi istediği düşüncesi yüzünden depresyona girdi ve bu yıllarda epilepsi hastalığı ortaya çıktı. Petersburgda Mühendislik okuyan Dostoveyski okuldan sonra edebiyata yöneldi. Para kazanmak için geceleri çalışarak Balzac ve Schiller’ı çevirdiği dönemlerde, ilk romanı olan ‘İnsancıklar’ın müsveddelerini şair Nikolay Neksarov’a okuttu. Müsveddeleri okuyan Neksarov, kısa bir süre sonra dönemin en tanınmış eleştirmenlerinden Belinski’ye yazar dostunu, “Yeni bir Gogol yetişiyor” diye tanıtacaktı. Belinski’nin yanıtı onur kırıcıydı: “Sizin orada da mantar gibi Gogol yetişiyor!” Ama ertesi gün genç adamın yazdıklarını okuduğunda Belinski’nin fikri değişti. Dostoyevski’ye bakarak şunları söyledi: “Siz burada neyi başardığınızın farkında mısınız?” Genç yazar o gün gözyaşlarıyla çıktığı caddede sarhoş gibi yürüdü. Sevinç ve acıyı, gurur ve ezikliği bir arada yaşıyordu. 1846’da Petraşevksi ile tanıştığında hayatı farklı bir yöne evrilecekti. Sosyalizme… Kısa bir süre sonra Petraşevski, Çar’a karşı başarısız bir ayaklanma gerçekleştirdi. Bu ülkedeki sosyalistler için avın başlaması demekti. Dostoyevski de, bir gece odasına sorgusuz giren askerler tarafından tutuklandı. Tam 10 ay, neyle suçlandığı söylenmeden bir kalenin hücresinde tutulup hakkında verilecek hükmü bekledi. Bu bekleyiş her şeyden daha ağırdı onun için. Hüküm geldiğinde her şey bitmişti. Karar bıçak gibiydi: Ölüm. Diğer isyancılarla meydanda kurşuna dizilerek öldürülecekti. 9 arkadaşıyla idam gömleği giyip meydanda ölümü beklerken, son anda bir şey oldu. Emri verecek olan subay, idama dakikalar kala elini kaldırdı ve ölüm cezasını hapis cezasına çevrildiği kararını okudu. 4 yıl kürek, 4 yıl da adî hapis yatacaktı.  Cezasını çekmesi için Sibirya’da bulunan Omsk Cezaevi’ne gönderildi. Kürek mahkûmu olduğu süre içinde, kolları damgalandı, kafası tıraş edildi ve taş kırdı. Sara nöbetleri yüzünden birçok kere hastaneye kaldırıldı.* 1881 yılında evinin çatı aralığında öldü. Ve cenazesine 30.000 kişi katıldı. Dünya edebiyat tarihinin başyapıtlarından biri olan Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanı mükemmel dili ile dünya edebiyatını oldukça etkilemiş bir romandır.

Eserlerinden bazıları : Delikanlı,Kumarbaz, Karamazov Kardeşler, Budala, Yeraltından Notlar, Ezilenler, Beyaz Geceler…

 

3=) Charles John Huffam Dickens ( 1812 – 1870 )

 

Charles Dickens 1812 yılında memur bir ailenin çocuğu olarak Portsmouth da dünyaya geldi. Maddi zorluklar çektiği içiçn 11 yaşına geldiğinde günde 10 saat boyunca bir boya fabrikasında çalışmak zorunda kaldı. 15 yaşına geldiğinde bir avukatın yanında çalışmaya başladı ve burada stenografi öğrendi. 1835 yılında boz takma adı ile Morning Chronıcle gazetesinde çalışmaya başladı ve bozun karalamalarını yayınladı. 1830 yılında ilk aşkı Maria Bendanel ile tanıştı ve onu David Cooperfield kitabındaki Dora karakteri için uygun gördü. Ama Maria nın ailesi bu birlikteliğe karşı çıktıkları içiçn ayrılmak zorunda kaldılar. 1870 te hayatını kaybetti ve Paris Mössie de toprağa verildi.

Eserlerinden bazıları :

Bay Pikvik’in Maceraları (1837)

Oliver Twist (1839)

Nicholas Nickelby (1839)

Antikacı Dükkanı (1841)

Bir Noel Şarkısı (1843)

Martin Chuzzlewit (1844)

David Copperfield (1850)

Kasvetli Ev (1853)

 

 

 

4=)Jean-Jacques Rousseau ( 1712 – 1778 )

Jean-Jacques Rousseau 28 Haziran 1712 yılında Ceneviz’de dünyaya geldi. Annesi doğum sırasında enfeksiyon kaptığı için Rousseau daha dokuz günlük bir bebekken hayatını kaybetmiştir. Babası ise bir dönem Topkapı sarayında çalışmış olan bir saatçidir.

 

Babası bir toprak sahibi ile kavga etmiş ve oğlunu kardeşine emanet ederek Nyon’a taşınmış ve oğlunu bir daha ziyaret etmemiştir. Bir süre amcası ile kaldıktan sonra Cenevre’yi terk etmiş farklı meslekleri yapmıştır. (kidega)

Birbiri ile tezat ve çarpışan düşüncelere sahip biri gibi görüldü ve yorumlandı. Fransa’da yazıları yasaklandı. Arkadaşı David Hume’nin daveti ile İngiltere’ye gitti.Bir ara tekrar Fransa’ya dönen yazar 2 Temmuz 1778 yılında sabah yürüyüşü sırasında düşerek yaralanır ve kan kaybından hayatını kaybeder.

Eserlerinden bazıları : Discours sur les sciences et les arts (Bilimler ve Sanatlar Üzerine Söylev). (1750)

Discours sur l’origine et les fondements de l’inégalité parmi les hommes (İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Temeli ve Kökenleri) (1755)

Discours sur l’économie politique (Politik Ekonomi Üstüne Söylev)]] (1755)

Lettres morales (Ahlak Prensipleri Mektupları) (1758)

Lettre sur les spectacles (Etkinlikler Gösterileri Üstüne Mektup) (1758)

Du Contrat social (Toplum Sözleşmesi) (1762)

Émile ou De l’éducation (Emile ya da Eğiti­m Üzerine) (1762)

Lettres écrites de la montagne (Dağda Yazılmış Mektuplar) (1764)

Projet de constitution pour la Corse (Korsika İçin Anayasa Projesi) (1765)

Considérations sur le gouvernement de Pologne (Polonya Hükümeti Üstüne Düşünceler) (1771)

Essai sur l’origine des langues (Dillerin Kökeni Üstüne Deneme) (1781)

 

Evet biliyorum biraz hatta baya sıkıcı oldu ama işte Dünya edebiyatı denilince eğer okumuyorsanız kısa bilgi ve özetler sıkıcı olabilyor. Umarım size düzgün bir biçimde iletebilmişimdir siteden şiir ve dğier makaleleri de takip edebilirsiniz kendinize iyi bakın ?

Ali Harun Sevim

 

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kapalı
Kapalı