Hatice NOYANKöşe Yazıları

Genelge  Değil,  Zulüm  Fermanı Sanki!!!

 

 

Bu sabah, gözlerimi o muhteşem maddelerin sıralandığı, genelgeyle açtım.  Yok yok. Hafta sonu özgürlük yok!  Akşam 9’ dan  sonra özgürlük yok! Yolculuk yok!

Bunaldın dışarıda bir bardak çay içmek yok! Spor yok! Eğlence yok! Sinema yok!  Tiyatro yok! 65 yaş üstü, 18 yaşa altı, otobüs’e binmek yok! 65 yaş üstüysen ve aşı olmamışsan, bir ceza daha, 10’ila 14 arası dışında, ev hapsindesin sokağa çıkmak  zinhar yok!  Peki, çok olan ne bu yoklukta?  Günde beş vakit, ezanla birlikte yükselen, maskeni tak, elini yıka, sosyal mesafeni koru, anons sesleri!  Artık kulaklarımız, ezan yerine bu anonsları arar oldu! Bilinçaltımıza, nakış nakış işlediler, ne kadar temiz ve mesafeli olmamız gerektiğini! Peki ya kirlenen ruhlarımız, hayatlarımız, algılarımız, onun temizliği nasıl olacak, onu da anlatabilirsiniz  rica etsem bir genelgeyle!? Elin turistine karşı, aşağılanan varlığımızı,  bunu tamir edebilirimsiniz bir genelgeyle!?  Sonra  çocuklarımız,  gözümüzden, sakındığımız  çocuklarımız, onların ellerinden uçup giden yıllarını, umutlarını, geri verebilir misiniz mesela bir genelgeyle!? Çiftçinin, esnafın, emeklinin, dulun, yetimin, hakkını  ödeyebilir misiniz bir genelgeyle!?  İnsanları eve tıkarak, durdurduğunuz üretimi, alın terini, ve o doğmasına engel olduğunuz, alın terinden çalınan bereketi, geri verebilir misiniz bize bir genelgeyle!? Halkı bir çuval patates, bir çuval soğana, muhtaç ettiğinizi,  değiştirebilir misiniz bir genelgeyle!?  Evlere  hapsettiğiniz, ve bilgisayar da eğitime mahkum ettiğiniz, binlerce genci, eğitebilir misiniz bir genelgeyle!?

Bilmem farkın damısınız  bu gençler hiçbir şey öğrenmiyor!? Üstelik her geçen gün biraz daha psikolojik yıkım yaşıyorlar!  Her geçen gün biraz daha uzaklaşıyorlar ruhlarından, Öz benliklerinden !?   Bu gençlerden biri  iç mimarlıkta okuyan, benim evladım. Geçen gün ne dedi bana biliyor musunuz!?

“Anne,” dedi,” ben Ayda ve Burak, bugün dertleştik ve güldük ağlanacak halimize!”:

“Neden kızım” diye sorduğumda bakın ne cevap verdi! :  Anne işte malum yaşadığımız bu süreci konuşuyorduk. Uzaktan eğitim saçmalığını! Ayda dedi ki arkadaşlar,  ben günün birinde avukat olursam, sakın davanızı bana vermeyin, kaybeder siniz!  Burak’ta dedi ki, olurda es kaza aşçı olursam bu sistemde sakın ha, yemeklerimi yemeyin kesin

Zehirlenirsiniz!  Ben,  dedim ki, bende durum daha vahim arkadaşlar, olurda bende mimar olursam, sakın, benim yaptırdığım evde oturmayın evinizin başınıza yıkılacağını garanti edebilirim!!!  Buyurun  gençlerin düşünceleri, ve yaşadıkları, ağır psikolojik,  ruh halleri!!  Eminim ki, bu ülkede yaşayan, binlerce gencin, ortak duygusu ve düşüncesi, bu hadise!!!  Buyurun düzeltin bunu bir genelgeyle!!!  Hani 25 yaşında ki gençleri Melis’e sokma hayaliniz vardı!

Siz bu gençleri evlere hapsederek, eğitimlerini  engelleyerek mi,  Meclise sokacaksınız!?   Ya 65 yaş üstüne ne demeli,  onları aşıya zorlamak ne demek!!!??  Hangi  kanunda hangi anayasada yazıyor bu!?   İnsanın var oluş hakkına , kendi bedeni üzerinde söz sahibi olma hakkına aykırıdır bu!!!

Buna; kanunun’ ende, dinen de, vicdanen de, hakkınız yoktur! !!   bu insanları eve hapsederek ölüme terk edemezsiniz!  Bir insanı öldürmek, illa kafasına silah sıkmak değildir! Bu psikolojik baskı ölümden beterdir!! Onlara kendilerini bu dünyada fazlalıkmış gibi, hissettiremezsiniz! Buna hakkınız yok!  Bu vebalin altından kalkamazsınız!  Televizyonlardan, mikrofonlardan, sosyal mesafe, sosyal mesafe diyerek, insanları robotlaştırdınız!!! Üretimin, sağduyunun,

Vefanın, ciğerine zehirli  hançer sapladınız yanlış  politikalarınızla!!!  Zaten kötü giden ekonomiyi, diplerin en diplerine soktunuz!!!  Bu Ülkenin onurlu insanları dilenci değil!! Yazın Avrupa’dan   gelen, bir avuç turist’in,  üç kuruşuna muhtaç değil!! Emin olunuz ki, turizm sektörü, kendi halkının,  onurlu  parasıyla çok daha büyük ivme kazanır!!!  Siz yeter ki o halkın aşını ekmeğini yanlış politikalarınızla baltalamayın!!  Bu ülkenin bereketli toprakları var,  GDO lu tohum tuzaklarına rağmen var!  Bu ülkenin onurlu meslek erbapları,  insanları var!

Çekin, televizyonlardan prof lakabıyla, bilir kişi görünümündeki, kuklaları!!

Çekin camilerden, yüreklere korku salan anonsları!!!  Camiler, huzuru şefkati bulduğumuz mabetlerimizdir,  onu bağrından bağırarak, yüreklere korku salmaya hakkınız yok!!!  Açın, üreticiye,  esnafa, çiftçiye, kilitlediğiniz kapıları!!!

Destek olmayın, sadece açın kapıları yeter!!! Bu ülkenin  basiret sahibi, güzel insanları, tüm düğümleri çözer, yeniden, diriltir kendini küllerinden!!!

Daha önce , atalarının, dirilttiği gibi!!!  Görün bakın o zaman, ne hastalık kalır, ne uyuşukluk!!!  Hastalık nedir biliyor musunuz ???  çaresizliğe, karanlığa, güce , teslim olmak!!!  Hani helallik, istediniz ya bu halktan, samimiyseniz kulak verin o halde, halkın sesine, toplumun vicdanına!!! Çekilin ahını aldığınız binlerce insanın yolundan!!!  Bırakın aksın yeniden,  coşkun ırmaklar!  Bırakın, ötsün yeniden kuşlar!  Bırakın, şarkı söylesin rüzgar! Bırakın, bırakın ki, stresten, kaskatı, kesilmiş, ruhunuz, yüklerinden kurtulmanın hafifliğini, yaşasın!  Bırakın, yol yakınken kendinizin de, bu halkında yakasını bırakın! Bırakın, çalsın yeniden davullar, zurnalar!  Bırakın yaşasın ülkem, bayram tadında komşuluklar arkadaşlıklar! Allah’ınızı seviyorsanız bırakın!!! Halka rağmen,  halka, direnmeyi, bırakın!!!  Göreceksiniz ki, bırakmak, bazen en büyük  hafiflik, en büyük zaferdir!!  Lütfen bırakın! Lütfen bizi bize bırakın!!!

 

Hatice Noyan

(17.5. 2021)

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kapalı
Kapalı