KOVİD-19 Pandemisi’nin Türkiye ve Gençlere Etkisi
Merhabalar. Benim adım Ali Harun Sevim yeni köşe yazarınız. şu satırları yazarken çok heyecanlıyım. Umarım şimdi ve ileride sizler için hazırlayacağım içerikleri beğenirsiniz. Sözü fazla uzatmadan asıl konumuza geçelim.
Covid-19 halk arasındaki ismi ile Koronavirüs. Atalarımızın dediği gibi geçmişini bilemeyen geleceğe yön veremez o yüzden işin köküne inelim. Koronavirüs ilk olarak Çin’in Wuhan isimli kentinde 27 Aralıkta (çeşitli tarihler var ama hepsi 2019’un son ayı olan Aralık ayı’nı işaret ediyor) Balıkçılık ile uğraşan bir kadınla başlıyor. Bu kadın, 23 Aralık 2019 tarihinde ateş, öksürük ve göğüste sıkışma hissiyle belirti verdi. Dört gün sonra ateşi düşmüş, ve nefes darlığı ise artmıştı.
İlerleyen zamanlarda Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya-Pasifik’te yer alan çeşitli ülkelerde yaşanan virüs vakaları rapor edilmeye başlandı. 11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın ilan edildi. İleriki zamanlarda İtalya ağır vakalar ile baş başa kaldı ve Çin’i geride bıraktı.
Şu an ise en yüksek rakamları Amerika Birleşik Devletleri Elinde tutmakta.
Türkiye’de ise İlk Covid vakası 10 Mart 2020 tarihinde açıklandı. İlk Ölüm ise 15 Mart tarihinde gerçekleşti. 1 Nisan 2020 de ise bakanlık açıklamalarına göre tüm Türkiye’ye yayıldı. Şu an ki hasta sayısı 110.000 nin üstünde.
Gelgelelim bu illetin gençlere ve yaşlılara zararlarından. İlk sokağa çıkma yasağı 65 yaş üstü ve Kronik hastalığı olan vatandaşlara geldi. Ki bunun günde en az 1 saat yürümek zorunda kalan veya isteyen vatandaşlar tarafından küçük çaplı bir isyan meydana geldi.
Gençler de 5 ila 8 saat arası okulda kalıp çoğunlukla temas halinde olduklarından Hükümet bulaşma riskini ve hızını ele alıp 20 yaş altı vatandaşlara (maalesef 15 ime girmiş olan bende varım =( ) yasak geldi.
Kendimi ve Çevremi göze alarak söylemeliyim ki biz gençler bu durumdan hiç memnun kalmadık çünkü Okulları’n kapanmasında bu yana (40 gün ve yahut daha fazla) artık ev sınırları içerisinde yaşayamaz hale geldik. Sonuçta büyüklerimizin dediği gibi biz gençler olarak içimiz içimize yani kendi vücudumuza sığamazken bir aydan daha fazla bir süre 4 duvar arasında kalmak bizi mahvetti desem yeridir.
Kimi arkadaşlarını, kimi hocalarını, kimi yaptığı ders ve spor aktivitelerini, kimi de sevg… (ehem ehem siz anladınız işte 🙂 ]
Bunlarda yetmezmiş gibi çoğu Aile teknoloji kullanımı yüzünden kısıtlama getirdi ve telefon, tablet ve bilgisayarlarımıza el koydu. (ses çıkarmayın bu satırları tuvaletten gizlice yazıyorum) keşke az empati yapabilseler dediğinizi duyar gibiyim. Bende öyleyim maalesef.
Buradan aile büyüklerimize sesleniyorum. Uzun süre hareketsiz ve arkadaşsız kaldık ve bunu üzülerek söylüyorum ki kendimize artık sıkıcı gelen o ev ortamından uzaklaşmak için teknolojiye yöneldik ve bu bize aslında zaman geçirip fazla sıkılmamızı engelliyor. Demem o ki şu karantina süresi boyunca gençlere(gereğinden fazla) müdahale etmemeniz iki taraf için daha sağlıklı olacak.